TÜRKÇE (For English please scroll down.)
Çizgi animayonun
verdiği mükemmel bir özgürlük vardır. Hayâl ettiğiniz edebileceğiniz
herşeyi spontane olarak canlandırabilirsiniz- armatürlerlerle,
"rig"lerle uğraşmadan, hemen o anda!
Öğretmenlik yaptığım bir dönemde
mutat yürüme ödevlerinden sonra öğrencilerden hiç var olmayan ve kendine
özgü hareket biçimi olan bir yaratık hayâl edip canlandırmalarını
istemiştim. Adetimdir, bir canlandırma ödevi verdiğim zaman öğrenciler
çalışırken ben de kendi yorumumu yaparım.
Bu gördüğünüz benim yorumum.
İlginç tarafı, bu yaratık sonra rüyama girdi. Rüyamda öğrendim ki ismi
"Hopatya" imiş. Yaratığıma uygun saçmalıkta bir isim yakıştırmış şuuraltım.
Hopatya from tahsinozgur on Vimeo.
ENGLISH
There is a wonderful kind of freedom that only hand-drawn animation can offer. You can spontaneously invent and infuse the illusion of life to anything you can can possibly imagine- right then and there, without having to bother with armatures and "rigs" in advance.
Back in the days when I was teaching animation, after the regular walk cycle assignments, I once asked the students to dream up a character with a very special means of locomotion, and to animate it. As is my custom, I animated my own version while they were working on theirs. This was the result.
There is an odd postscript to the story; one night I actually saw the creature in a dream, and learned that its name was "Hopatya" (an amalgamation of "to hop" and "papatya"= "daisy"). My subconscious had matched my absurd character to a suitably absurd name!