22 Ekim 2016 Cumartesi

PEGASUS'U TANIMAK-GETTIN' TO KNOW PEGASUS

TÜRKÇE (For English please scroll down.)


Dilekler gerçekleşir, yeter ki bir yıldıza dilek tut ve inan: Disney felsefelerinin en tanınmışıdır bu. Bir çizgi filmci olarak en büyük dileğim de Disney’de çalışabilmekti. Bu 1996’nın Haziran ayında gerçekleşti, hem de sıkıcı Los Angeles’te değil, sanat şehri Paris’te. Diğer bir deyişle Disney felsefesi beni hayâl kırıklığına uğratmadı.

Ama oraya girince gördüm ki asıl iş daha yeni başlıyor. Pegasus ekibine alınmıştım ama bana hemen sahne vermediler; önce karakteri tanımak durumundaydım.

Modelleri etüd edip karakteri çeşitli pozlarda ve değişik ifadelerle çizmem gerekiyordu. İncelemem için filme kaydedilmiş at hareketleri tedarik edildi.

Her animatöre karakterinin mükemmel bir heykelini veriyorlar. Ben de güzel Pegasus heykelimi çeşitli açılardan çizdim.

Birkaç deneysel canlandırma da yaptım. Özellikle kanatların atı taşımasını nasıl inandırıcı yapabileceğimi araştırıyordum.

Derken ilk sahnelerim geldi ve uçuş türbülanslı başladı. Fakat süpervisörüm Ellen Woodbury’nin yardımcı yaklaşımı ve bilinçli yönlendirmesiyle kısa zamanda sakin semalara ulaştım.

Aylar sonra, 1997’nin başlarında prodüksyonun sonuna doğru birbirine bağlı iki sahne verildi. Pegasus Hades’in başındaki alevi üfleyip söndürüyor, sonra da yaptığına katıla katıla gülüyor. Özellikle gülme planını büyük bir keyifle yaptım. Hayâllerimi gerçekleştirip bir Disney animatörü olmuştum ve ilk uzun metrajlı film sürecimi başarıyla nihayetine erdiriyordum, duygularmı bilinçli olarak karaktere aktardım. Orada gülen aslında Pegasus değil, benim! Hatta kaba çizimlerini de sakladım, hâlâ durur. (Hades’in canlandırması benimdeğil, büyük ihtimâlle Bolhem Bouchiba.)

Solda: Karakterlerini daha iyi tanımaları için animatörlere heykelleri verilir. Burada bana düşen Pegasus heykeli.

Left: Animators are given sculptures of their assigned characters as reference. This is the Pegasus sculpture that fell to me.
Yukarıda Pegasus için etüdlerim. Üstteki iki tanesi verilen heykelden. Alt solda sanat şehri Paris'te III. Alexandre köprüsünün iki başındaki dört heykelden biri. Alt sağda ise bir espri.

Above are some of my studies for Pegasus. The top two are drawings of the sculpted model. Bottom left: inspiration from the city of Art, one of the four sculpture groups at the ends of the Alexandre III bridge in Paris. Bottom right: a joke.
 
 Pegasus için deneme canlandırmalarım. 
My test animation with Pegasus.

Pegasus'un keyfi- ve benim de keyfim!
Pegasus pleased with himself-as I was at the time.

"Gülen Pegasus" sahnelerini çizdiğim günlerden bir fotoğraf. Arkamdaki takvime göre Ocak 1997.
Üstte sağda Pegasus'un model heykeli gözüküyor.

A photo from the time I was working on the "laughing Pegasus" scene.
According to the calender behind me it's January 1997.
You can see the sculpted model of Pegasus on the top right.


ENGLISH 

Wish upon a star, believe, and your dreams will come true: a very Disney life philosophy. And my own wish, as an animator, had been to work for Disney. That came true in June 1996, and not inboring Los Angeles but in Paris, city of art! So I can say the Disney philosphy did not disappoint me.

But once in, saw the work was just starting. I was assigned to the Pegasus crew, but before I was allowed to animate the character, I had to get to know him. I had to study the modelsheets and draw him in various poses and expressions. I had to study horse movements recorded on film.

By procedure, each animator is given a beautifullly sculpted model of their character and I drew mine from different angles. I even made some experimental animation to study, among other things, how make the wings plausibly lift the horse.

Then the real work started. The first few scenes I animated for the film encountered some turbulence but thanks to the able and supportive supervision of Ellen Woodbury, it was smooth flying the rest of the way. 

Months later, towards the end of production in early 1997, I was given a pair of hookup scenes of Pegasus blowing the flame off Hades’s head, and then laughing at the result. I particularly enjoyed animating the laugh because I put in  my own joy and satisfaction in having become a Disney animator, successfuly bringing my first feature work to a close. That was really me laughing there! I even kept the original roughs; still have them! The animation of Hades, by the way, is almost certainly by Bolhem Bouchiba.